Dişeti hastalıkları (periodontal hastalık), dişi çevreleyen ve destekleyen dokuları etkileyen bir enfeksiyon hastalığıdır. Ne yazık ki ülkemizde çok yaygındır.Periodontal hastalıklar bir veya birçok dişi etkileyebilen; çocuklarda, her yaş aralığında görülebilen toplumdaki en yaygın kronik hastalıklardır. Genellikle ağrısız seyrettiği için belirtileri hasta tarafından zor fark edilir ihmal edilir ve çoğu hasta da hekime geç müracaat eder. Hiç çürüğü olmayan dişler bile bu hastalık nedeniyle kaybedilebilir. Dişeti hastalıklarının birinci nedeni, düzenli ve etkili fırçalama yapılmaması sonucunda dişlerin bütün yüzeylerinde, diş-dişeti birleşiminde ve diş aralarında biriken, içinde pek çok mikroorganizma barındıran ve "mikrobiyal dental plak" adı verilen diş taşı da denen birikintilerdir. Bu plak temizlenmezse, mikroorganizmalar ve ürettikleri zararlı maddeler diş çürüklerine ve dişeti hastalıklarına neden olurlar. Dişeti, diş kökü, çene kemiği ve dişin kökünü çene kemiğine bağlayan lifleri içeren dişin dokularında enfeksiyon görülür. Enfeksiyonun sadece dişetini etkilediği durumlar “gingivitis” olarak isimlendirilir. Gingivitisin belirtileri; kırmızı, şiş, parlak, yumuşak kıvamlı ve kolay kanayan dişetidir. Dişetindeki kanama en önemli belirtidir. Cerrahi olmayan yöntemlerle tedavi edilerek dokular sağlığa kavuşturulur. Daha ileri olgularda dişeti ile birlikte yukarıda belirtilen diğer dokuların da etkilendiği durumlar “periodontitis” olarak tanımlanır. Periodontitisin belirtileri, dişetinde kanama, kırmızımsı/mavimsi/morumsu renk değişikliği, dişeti çekilmesi, dişeti büyümesi, dişlerde yer değiştirme, aralanma, uzama, sallanma, apse oluşumu, hassasiyet ve kötü ağız kokusudur. Ağrı genellikle apse oluşumu ile birlikte görülür. Tedavisi kronik periodontitise benzer, ancak çoğunlukla diş kayıpları görülebilmekte ve cerrahi işlemler gerektirmektedir.
Periodontal hastalıklar sistemik hastalıklarla birlikte de seyredebilir. Periodontal hastalığa neden olan mikroorganizmalar ve salgıladıkları zararlı maddeler diabette önemli rol oynarlar. Periodontal tedavi ile kan şekerinin kontrolü, böylece diabetin de kontrolü kolaylaşır.
Periodontal hastalıkta etkili olan mikroorganizmaların solunması veya bu mikroorganizmaların solunum yollarında toplanması akciğer hastalıklarının gelişmesine yol açar. Periodontal hastalıkta etkili olan mikroorganizmalar ve salgıladıkları zararlı maddeler, fetus-plasenta ünitesi için tehdit oluşturur. Periodontal hastalık erken doğum/düşük doğum ağırlığı gelişimindeki risk faktörüdür.
Sonuçta dişin destek dokularındaki enfeksiyon ile estetik bozukluk, çiğneme kaybı ve yapılacak protezleri taşıyamayacak hastalıklı ve desteği azalmış bir alt yapı meydana gelir.
Dişeti Hastalıklarının Tedavisi
Periodontal hastalıklar, büyük bir oranda önlenebilen ve kontrol altına alınabilen hastalıklardır. Tedavinin başarısı; iyi ağız hijyeninin sağlanmasına, doğru ve erken tanıya ve doğru tedavi yaklaşımlarına bağlıdır. Bu nedenle hekimin tedavisi ile birlikte hastanın da düzenli ağız bakımını sağlayarak tedaviye aktif olarak katılımı gerekir.İlk yapılacak olan hijyen eğitimi ve başlangıç periodontal tedavi olan diş taşı temizliğidir.
Hastanın durumuna göre cerrahi olmayan ve cerrahi olan tedavilerden sonra elde edilen periodontal sağlığın korunması ve hastalığın tekrarının önlenmesi amacıyla hastalar düzenli aralıklarla kontrol programına alınırlar. Başarılı bir periodontal tedavi sonrasında, idame dediğimiz takip tedavisine alınmayan ve kendi ağız bakımını sağlamayan hastalarda kısa sürede doku yıkımı tekrar başlar ve hastalık belirtileri ortaya çıkarak, kemik kaybı ve diş kaybı görülür. Vakaya göre değişen 3-6 aylık aralıklarla hasta periodontist tarafından takip edilmelidir.
Diş sağlığına yeterince özen gösterilmediği ve dişler mümkün olduğu kadar düzenli bir şekilde fırçalanmadığı takdirde dişte tartar adı verilen bir tabaka oluşur. Bu tabaka alınan organik besinlerden kalan artıklardan ibarettir. Bu artıklar ağızdaki tükürük sıvısı ile karışır ve zamanla parazit halini alır. Dişteki bu tabaka sertleşerek diş taşının oluşmasına neden olur.
GİNGİVOPLASTİ-GİNGİVEKTOMİ NEDİR?
Dişetinin çeşitli nedenlerle (ltihabi, genetik) büyüdüğü durumlarda ya da hastanın güldüğünde dişetleri normalden fazla görünüyorsa (Dişeti gülümesmesi-Gummy smile) uygulanan bir metottur. Gülümsemede estetiği bozan dişetindeki fazlalık küçük bir operasyon ile düzeltilir. Bu kişilerde diş hekimi dişeti seviyesi ve biçiminin nasıl olması gerektiğini belirleyip bu seviyeye kadar dişetlerini düzelterek simetrik ve uyumlu bir gülüş estetiği sağlar. |
FLEP OPERASYONU NEDİR?
Flep operasyonu, lokal anestezi altında dişetlerine yapılan bir ameliyattır. Flep operasyonuyla, hastaların ulaşmakta güçlük çektiği derin cepler elimine edilir ve granulasyon dokuları temizlenir. Flep operasyonu, hastalara klinikte uygulanan diş yüzeyi temizliği (detertraj) ve kök yüzeyi düzleştirilmesi (subgingival küretaj) işlemlerinden sonra hala dişeti iltihabı ve derin cepler mevcut olduğunda yapılmalıdır. Dişetleri açılarak diş köklerine ve hastalıklı kemiğe ulaşılıp, hastalıklı dişetleri ve kök yüzeyleri temizlenir, kemik kaybı olan bölgelere kemik yerine geçen maddeler (greft + membran) eklenerek iyileşme sağlanır.
SERBEST DİŞETİ GREFTİ(SDG) VE KÖK YÜZEYİ ÖRTÜLMESİ NEDİR?
Dişeti çekilmesi olan ve yeterli keratinize dişeti bulunmayan bölgelerde, hastanın kendi sert damağından alınan keratinize dokunun sorunlu bölgeye yerleştirilme işlemine serbest dişeti grefti operasyonu denir. Bu işlem bazen dişeti çekilmesini önlemek için de yapılabilir. Açılan kök yüzeylerinin örtülmesi amacıyla da farklı tekniklerle operasyonlar uygulanabilmektedir.